21 Kasım 2011 Pazartesi

Yedi Göller


Yedi gölün, yedi ayrı hikâyesi vardı, aynı biz insanlar gibi. Ben yazamadım… O ıssızlığın hissettirdikleri ve sadeliğin gerçekliği karşısında sadece susmak düştü bana. Bizlere ait olanın ve bizim ait olduğumuzun aslıydı orada olan. Bazılarımız anladı, bazılarımız anlamadı…



Gölün üzerine dökülen yaprakları kaybolmuş insanlara benzettim, ağaçların kaybettikleri ama gölün kazandıklarıydılar… Dönüşüm devam ediyordu, kazanıp kaybediyorduk hayatı, başlayıp bitiriyorduk, konuşup susuyorduk… Sonra sarıların ve yeşillerin arasında saf beyazlar vardı…



Soğuktu, yalnızdı yedi göller. Ayrı hikâyelerini paylaşmamış, konuşmamış, konuşamamışlardı. Karanlık bastı ve biz tüm saflığı ardımızda bırakıp geri döndük. Uzun bir yol ve uzun uzun anlatılacak hikâyelerle…



Ben bir gün mutlaka tekrar gideceğim oraya. Ama bu sefer sonbaharda değil, ilkbaharda…